I. VELAYET NEDİR?
Velayet; ergin olmayanların ve hakim tarafından kısıtlanan ergin çocukların bakım ve eğitimlerinin sağlanması amacıyla anne babaya tanınmış hak ve ödevleri ifade eder. Evlilik birliği içinde çocuklar üzerinde velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılır. Velayetin eşlerden birine verilme sebeplerinden biri olan boşanma durumunda ise; velayet hakkı, çocuğun teslim edildiği anne veya babaya aittir.
II. VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ
Velayet davası; çocuğun velayeti kendisinde olmayan eşin diğer eşe karşı açtığı bir aile hukuku davası türüdür.
Velayetin değiştirilme şartları, Türk Medeni Kanunu’nda öngörülmüş ve düzenlenmiştir. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre; velayetin kamu düzenine ilişkin olması ve ‘’Çocuğun Üstün Yararı’’ İlkesi’nin dikkate alınması gerektiğinden, velayete ilişkin düzenleme değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilebilecektir.
Türk Medeni Kanunu’nun 183. Maddesi’ne göre;“Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.”
Yine Türk Medeni Kanunu’nun 349. Maddesi’ne göre; “Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğu menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.”
Bu kapsamda velayet değişikliği için; velayet hakkına sahip eşin ölmesi, başkasıyla evlenmesi veya başka bir yere gitmesi vb. nedenler kanunda açıkça düzenlenmiştir. Ancak;bu nedenlerin varlığı tek başına velayetin değiştirilmesi için yeterli değildir. Aynı zamanda, meydana gelen bu değişiklik nedeniyle çocuğun üstün yararı zedelenmiş olmalıdır.
Velayet hakkı kendisine verilen tarafın başka bir yere gitmesi durumunda; eşin, çocuğun sağlığı veya eğitimi açısından uygun olmayan bir yere taşınması, sürekli olarak yer değiştirme nedeni ile çocuğun istikrarlı bir çevre içerisinde büyüyememesi, çocuğun diğer eşten veya akrabalarından keyfi olarak uzaklaştırılmak maksadıyla yer değiştirilmesi vb. durumların varlığı velayetin değiştirilmesini gerekli kılabilecektir.
Söz konusu madde metninde sayılan olgular sınırlı sayıda değildir, örnek olarak düzenlenmiştir. Bu sebepler dışında;
- Çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi, (Velayet hakkına sahip olan anne veya baba, diğer tarafın çocukla olan kişisel ilişkisini engellerse, bu durum velayetin değiştirilmesini gündeme )
- Çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması,
- Çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik vb.),
- Velayeti alan kimsede ortaya çıkan yeni olgular;
- Velayeti elinde tutanın hapsedilmesi,
- Bağımlılık tedavisi için bir kuruma yatırılması,
- Velayeti alanın kısıtlı duruma gelmesi,
- Çocuğa bakmasına engel teşkil edecek şekilde hastalığa yakalanması,
- Çocuğa ilişkin ortaya çıkan yeni olgular;
- Çocuğun karakterinde ortaya çıkan değişikliler (şiddete meyil, sosyal izolasyon, bağımlılık, sorumluluklardan kaçış gibi),
- Çocuğun ihtiyaçlarının artması ya da farklılaşması,
- Velayete sahip olmayan tarafın yaşadığı şehirde bir okula başlaması,
- Çocuğun hastalanması gibi değişiklikler velayetin değiştirilmesini
Ancak unutulmamalıdır ki; velayet değişikliği için çocuğun veya velayet hakkına sahip tarafın durumunda SÜREKLİ ve ESASLI BİR DEĞİŞİKLİK meydana gelmeli ve bu değişiklik dolayısıyla çocuğun menfaati zedelenmiş olmalıdır.
III. VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASINDA KARARA ETKİ DİĞER NEDEN NEDENLER
İdrak yaşındaki çocuğun görüşü: Mahkeme belli yaşın üstündeki çocukların velayetini düzenlerken çocuğu dinlemeli ve velayet konusundaki görüşünü sormalıdır. Yargıtay uygulamasına göre çocuğun idrak yaşı, 8 yaş veya üstüdür. 8 yaş veya bu yaşın üzerinde olan çocukların görüşü alınmadan velayetin düzenlenmesi, değiştirilmesi veya kaldırılması mümkün değildir.
Nitekim, gerek Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 3. ve 6. Maddelerinde yer alan hükümler, gerekse velayete ilişkin yasal düzenlemeler karşısında, velayeti düzenlenen çocuğun, idrak çağında olması hâlinde, tercihi onun aleyhine bir sonuç doğurmayacaksa, kendisini yakından ilgilendiren bu konuda ona danışılması ve görüşünün alınması gerekir.
Çocuğun üstün yararı: Çocuğun Yüksek Yararı İlkesi’nin, her somut olayın koşullarında hakim tarafından belirlenmesi gerekir. Bununla birlikte; uygulamada çocuğun yüksek yararının belirlenmesine yarayan birtakım ölçütler kullanılmakta olup bu ölçütler velayetin belirlenmesinde hakime yol gösterici niteliktedir.
Nitekim Yargıtay kararlarında; çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi, çocuğun yaşı, çocuğun görüşü, çocuğun diğer tarafla kişisel ilişkisinin zedelenmemesi, çocuğun alıştığı çevre ve ortamdan koparılmaması, kardeşlerin ayrılmaması, uzman raporu alınması gibi hususlar çocuğun yüksek yararının belirlenmesi ve velayete ilişkin karar verilmesinde dikkate alınması gereken önemli hususlardır.