Tıp dünyasında jinekoloji hekimlik dalı, kadınlardaki üreme kanalında gelişebilecek hastalıklarla ilgilenir. Jinekoloji/kadın hastalıkları alt branşlarının temel başlıklarını genel olarak aile planlaması, gebelik, doğum, kısırlık, menopoz, ultrasonografi, kadın hastalıkları gibi konular oluşturmaktadır. Bu konularda uzmanlaşmış doktorlara literatürde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı/jinekolog denilmektedir. Kadın doğum uzmanları hem anne sağlığı hem de yeni doğan bebek veya anne karnındaki bebeğin sağlığının korunması açısından önemli bir sorumluluk taşımaktadır.
Doktorların içinde bulunduğu tıbbi müdahale süreçlerinde temel olarak iki sorumluluk söz konusudur. Bunlardan ilki, tıbbi müdahalenin tıbbın güncel kuralları ve gerekliliklerine uygun olması zorunluluğudur. Bu sorumluluk kapsamında hekim, tıp biliminin evrensel uygulamalarına ve genel tıbbi ilkelere uygun davranmak, güncel uygulamaları tercih etmek yükümlülüğü altına girmektedir. Hekimlerin tıbbi müdahalelerde sorumluluğunu gündeme getirecek diğer gereklilik ise hastanın aydınlatılmasıdır. Biz de bu yazımızda aydınlatma yükümlülüğü üzerinde duracak, sağlık hukukunun belki de en önemli yükümlülüğü olan aydınlatmanın jinekoloji hekimlik dalındaki görünümüne değineceğiz.
Kanundaki düzenlemeler uyarınca kadın doğum uzmanı olan doktorların en önemli yükümlülüğü aydınlatma yükümlülüğüdür. Aydınlatma yükümlülüğü genel olarak, hekim tarafından yapılacak müdahale konusunda hastaya bilgi verilmesi ve hekimin hastanın vücut bütünlüğü üzerinde problemi çözmek veya onun vücudu üzerinde yapacağı müdahalelerin neler olabileceği konusunda neye onay verdiğinden haberdar olmasının sağlanması şeklinde tanımlanabilir. Gerek sağlık hukukunda gerekse tıbbi literatürde bu onaya "Aydınlatılmış Onam Formu" denilmektedir. Bu konuda mevcut bazı mevzuat hükümleri şöyledir;
Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 31. maddesinde aydınlatmanın hastanın rızası alınırken yapılması gerektiğine işaret edilmiştir: Bu maddeye göre "Rıza alınırken hastanın veya kanuni temsilcisinin tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında bilgilendirilip aydınlatılması esastır..." Aynı şekilde İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’nin 5. maddesi "sağlık alanında herhangi bir müdahale, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra yapılabilir." hükmü de hastanın rızasının alınması için aydınlatmanın yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Yine bu konuya ilişkin Hasta Hakları Yönetmeliği 7. maddesinde ise "Hasta, sağlık hizmetlerinden nasıl faydalanabileceği konusunda bilgi isteyebilir..." denilerek, aydınlatmanın hastaya tanınmış bir hak olduğu belirtilmiştir.
Peki, aydınlatma nasıl yapılır? Aydınlatılmış onam formunun alınmış sayılması için yapılan aydınlatmanın bazı kriterlere uygun olması gerekmektedir. Şöyle ki;
- Kadın doğum uzmanının aydınlatmayı yaparken dikkat etmesi gereken en önemli unsur, yapılan açıklamanın hastanın anlayabileceği şekilde yapılmasıdır. Şayet jinekolog hekim, hastanın içinde bulunduğu durumu ve uygulanacak tıbbi müdahaleyi hastaya teknik, yabancı terimlerle dolu tıbbi bir dil ile anlatırsa burada hastanın kendisine anlatılanı tam olarak anlamasını beklememek gerekir. Anlatılanı anlamadan verilen hasta onayı, aydınlatılmış onam niteliğini taşımayacaktır. Burada hekim, hastanın bilhassa yaşını, eğitim düzeyini ve idrak yeteneğini göz önüne alınarak aydınlatmayı gerçekleştirmelidir. Sağlık hukukunun aradığı hasta rızasının varlığı, hastanın müdahaleye ve sonuçlarına bilerek, anlayarak ve isteyerek onay vermesine bağlıdır.
- Jinekolog hekimin sorumluluk alanına yukarıda yaptığımız tanımında yalnız annenin değil, aynı zamanda gebenin hamileliği döneminde fetüsün, doğum esnası ve sonrasında ise yeni doğan bebeğin de girdiğinden bahsetmiştik. Bu bahisle kadın doğum uzmanları için aydınlatma yükümlülüğü sadece anne/hasta için değil aynı şekilde bebeğin sağlığı konusunda da doğmaktadır. Hastanın, doğum öncesi, doğum esnası ve doğum sonrası kendisi ve bebeğinin sağlığı, gelişebilecek komplikasyonlar (olası terslikler ve istenmeyen sonuçlar) ve etkileri ile hastanın fiziksel ve ruhsal durumu sebebi ile doğumun nasıl etkilenebileceği hususları hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir. Burada kadın doğum uzmanının doğumun nasıl ve hangi şartlarda gerçekleşebileceğini belirlemesi ve açıklaması da önemli bir husustur.
Hasta ile ilgili olarak yapılacak operasyon birden fazla uzmanın görev alanını ilgilendiriyor ise; her hekimin kendi uzmanlık alanı ile ilgili aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Doğum ile ilgili aydınlatma yükümlülüğünü sadece doğumu gerçekleştirecek olan kadın doğum uzmanı yapabilmektedir.
Yapılacak aydınlatma bir şekle tabi değildir. Kadın doğum uzmanı hastayı uygun bir şekilde aydınlattıktan sonra rızasını yazılı olarak almalıdır. Hastanın doğum öncesi ve doğum sırasında yapılacak tıbbi müdahaleler, doğumun şekli ve gelişebilecek komplikasyonlar ile ilgili aydınlatıldığının ve rızasının alındığının ispatlanması açısından yazılı onam önem arz etmektedir. Bu da uygulamada genellikle onam formları ile alınmaktadır.
Özetle; Sağlık hukukunda aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde hastanın anlayabileceği şekilde doğum öncesi, doğum esnası ve doğum sonrasında hastanın ve bebeğin sağlığı, oluşabilecek komplikasyonlar ve riskler hususlarında jinekoloğun/kadın doğum uzmanının açıklama yapması ve uzmanın bu hususlarda hastaya serbest iradesi ile karar verebileceği bir süre tanıması gerekmektedir. Aksi takdirde; jinekolog hekiminin kusuru söz konusu olacak, hukuki ve cezai sorumluluğu doğacaktır.
Mert Van Avukatlık Bürosu olarak 27 yıllık geçmişimizle birlikte başta sağlık hukuku olmak üzere pek çok alanda hizmet vermekteyiz. Sağlık hukuku gerek hasta gerek hekim gerek ise hastane işletmelerinin gittikçe daha çok ihtiyaç duyduğu bir hukuk dalı haline gelmiştir. Bu mecrada çeşitli konularda sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz.