A. GÜZELLİK İZAFİ BİR KAVRAMDIR

Güzellik, güzel görünebilmek ilk çağlardan bu yana insanoğlunu peşinden sürükleyen bir kavramdır. Bu yolda insanlar kozmetik sektöründen tutun da güzellik salonlarına, tekstile her yıl trilyonlarca lira harcamaktadır. İşte estetik operasyonlar da güzellik tutkusunun en can alıcı getirilerinden biridir. Şu herkesçe bilinen bir gerçek ki; artık plastik cerrahların önlerine gelen çok sayıda operasyon talebi sırf daha güzel görünebilmek amacını taşımaktadır.

Estetik ameliyat olmak isteyenlerin büyük kısmı kendilerini zaten güzel buluyor ama amaç daha da güzel görünebilmek. Kimi zaman size güzel görünen bir burun, sahibine tahammül edilmez gelebiliyor. Bu bakımdan “Estetik Ameliyat Teşhisi” adı altında bir kavram çoğu zaman sağlıklı olamamaktadır. Çünkü izafi olan güzellik kavramı kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir.

Yine yapılan araştırmalar gösteriyor ki; artık estetik ameliyat olmak sadece zengin ve elit kesimlere özgü değildir. Her türlü gelir düzeyi ve sosyal çevreden insanlar estetik ameliyat talebinde bulunmaktadır. İnsanların gelir düzeyi düşük dahi olsa para biriktirerek, güzelleşmeyi tercih etmektedirler.

B. ESTETİK OPERASYONLARIN HUKUKA UYGUNLUĞU

Peki, bu kadar izafi, sübjektif ve kişiye göre değişir bir kavram olan güzellik temelli estetik operasyonların sonucunda, kişi istemediği bir görünümle karşılaştığında, doktoru sorumlu tutmak ne kadar doğru? Bir estetik operasyonun tüm aşamalarını ele alıp incelersek hangi durumlarda doktorun sorumluluğundan bahsedebiliriz? Diğer yandan estetik operasyon sonucu mağduriyet, operasyon geçiren kişi açısından hangi durumlarda meydana gelmektedir?

1. HASTANIN AYDINLATILMASI

Hukuki açıdan doktorun hastasını, estetik amaçlı tıbbi müdahale sonucu karşılaşabileceği tüm riskler, müdahalenin verebileceği acı ve komplikasyonlar konusunda aydınlatması büyük önem taşımaktadır. Hastanın gerçekleşebilecek komplikasyonlardan haberdar edilmesi ve bunun sorumluluğunun taşınması anlamında doktor ile hasta arasında dayanışma sağlanmalıdır.

Hastanın, hekim tarafından yeterince aydınlatılmamış olduğu bir müdahale hukuka aykırıdır. Aynı zamanda aydınlatmanın yapılmamış olması hekimin, kusurlu olmasa dahi müdahalenin olumsuz sonuçlarından sorumlu tutulmasına neden olabilecektir. Örneğin, hastayı korkutmamak için yapılacak operasyonun detaylarını gizlemek, hukuka aykırılık teşkil etmektedir.

2. ESTETİK MÜDAHALE İSTEDİĞİNİZ SONUCU VERMEYEBİLİR

Estetik amaçlı tıbbi müdahaleler açısından doktor tarafından operasyon sonucunun, hastanın beklentisine uygun olup olmadığı, tüm risklerin, gerçekleşebilecek acı ve komplikasyonların hastaya aktarılması gerekir. Ancak; elbette ki hekimin hastayı aydınlatma borcu, her müdahale sonucunda rastlanması mümkün olan hafif ve geçici zararları, gerçekleşme ihtimali son derece az tehlikeleri, öngörülmesi imkânsız ve tıp bilimince henüz tanınmamış tehlikeleri kapsamamaktadır.

Hukuki düzenlemeler, hekimi tıbbi müdahalede bulunurken özenli hareket etmekle yükümlü kılmaktadır. Estetik müdahalelerde çoğunlukla hayati açıdan zorunluluk bulunmaması ve kimi müdahalelerin ağır sonuçlar doğurması sebebiyle özen borcunun daha ağır biçimde değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira tehlike oranı arttıkça özen borcu da artmaktadır.

3. DOKTOR KOMPLİKASYONLA BAŞ EDEBİLECEK YETİDE OLMALIDIR

Diğer yandan; doktorun, komplikasyon geliştiği taktirde bununla baş edebilecek bilgi ve beceriye sahip olması gerekmektedir. Ancak şu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki; her şeye rağmen tüm cerrahi girişimlerde komplikasyon gerçekleşebilir. Dünyada komplikasyon gerçekleşmemiş hiçbir cerrahi kliniği yoktur. Hiçbir doktor size ameliyatınızda komplikasyon gerçekleşmeyeceği taahhüdünü veremez. Son yıllarda teknolojik gelişmeler sayesinde artık hastalar, birçok ameliyatın olası sonucunu ameliyat öncesi bilgisayar ekranında görüp doktoru ile tartışabilmektedir. Kanımca doktorların bu olanaktan yararlanmaları lehlerinedir.

4. HEKİMİN İHBAR YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Hekim, estetik amaçlı tıbbi müdahale öncesinde veya esnasında hastanın vücut yapısının amaçlanan operasyona uygun olup olmadığını tespit etmeli ve eğer müdahalenin uygulanması mümkün değil ise bu hususta hastaya karşı ihbar yükümlülüğünü yerine getirmelidir. Hekim, ihbar yükümlülüğünü yerine getirerek estetik müdahalenin amaçlanan neticeyi doğurmaması halinde '’Ayıba Karşı Tekeffül'’ hükümleri çerçevesinde sorumlu olmaktan kurtulabilecektir.

Ancak; eğer müdahale tehlike veya risk taşıyor ve ortaya çıkabilecek sonucun hastaya fiziksel veya psikolojik zarar verme olasılığı var ise, hekim hastaya tıbbi müdahalede bulunmaktan kaçınmalıdır. Hastalar da, hukuki düzenlemelerle hekimin tıbbi müdahale konusu ile ilgili verdiği direktiflere uymakla yükümlü tutulmuştur. Hekim, hastaya verdiği tavsiye ve yönelttiği uyarılara riayet edilmemesi nedeniyle ortaya çıkabilecek zararlardan sorumlu tutulmayacaktır.

C. PLASTİK CERRAHLARA SİGORTA MÜJDESİ

Şu da ülkemizin acı bir gerçeğidir ki; bu kadar katı yükümlülükler altında çalışan plastik cerrahlar ülkemizde sigorta anlamında korumadan yararlanamamaktadır. Bu hususta ilk adımın bir sigorta şirketinin girişimleriyle gerçekleştiği ve bu günlerde plastik cerrahlara özel Türkiye’nin ilk sigorta poliçesinin hazırlıklarının sürdürüldüğü edindiğimiz bilgiler içerisindedir. En yakın zamanda plastik cerrahlara sunulacak poliçe kapsamında, plastik cerrahların bulundukları estetik müdahalelerde gerçekleşebilecek tıbbi hatalarından kaynaklanan sorumlulukları teminat kapsamına alınacaktır.

Yukarı