Velayet, ergin olmayan çocuğun anne ve babasının gözetimi altında olmasıdır. Evlilik birliği içerisinde anne ve baba velayeti birlikte kullanır. Ancak; mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Hakim, velayetin hangi ebeveynde kalacağına somut olaya göre çocuğun üstün menfaatini gözeterek karar verir. Günümüzde çocuğun üstün menfaati için ortak velayet verilmeye başlanmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nda ortak velayete ilişkin hükümler bulunmasa da, Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde sözleşmeye taraf devletlere yükümlülük verilerek, ortak çocuğun yararının korunması için yüksek tedbirler alınması gerektiği belirtilmektedir.
Ayrıca; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne eklenen 7 numaralı protokol ile de eşler arasında eşitlik sağlanmış, çocuklarıyla olan ilişkilerinde hak ve sorumluluk açısından eşit oldukları belirtilmiştir.
Ortak velayete hükmedilebilmesi için bazı şarların gerçekleşmesi gerekir. Hakim, çocuğun üstün yararını gözetmeli ve eşler bu konuda anlaşmalıdır.
YARGITAY’IN ORTAK VELAYET HAKKINDA GÖRÜŞÜ
Yargıtay 2017 senesine kadar konuya ilişkin verdiği kararlarda velayet hakkının anne ve baba tarafından beraberce kullanılmasının kamu düzenine aykırılık gerekçesiyle Türk Hukuku’nda kabulünün mümkün olmadığını savunmuştur. 2017 senesinde ise; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararda bunun mümkün olduğunu kabul etmiştir.
“İç hukukumuz ve kamu düzeni kavramı ile ilgili açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde "ortak velayet" düzenlenmesinin, Türk kamu düzenine "açıkça" aykırı olduğunu ya da Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını ihlal ettiğini söylemek mümkün değildir. O halde yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin diğer koşulların da (5718 s. MÖHUK m.58) oluştuğu ve tarafların ortak velayet konusunda çekişmelerinin bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece yabancı mahkeme kararının velayete ilişkin kısmının da tanınmasına karar verilecek yerde, isteğin Türk Kamu düzenine aykırı olduğu belirtilmek suretiyle, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” (2. Hukuk Dairesi 2016/18674 E. ,2017/13800 K.)
Yargıtay’ın bu içtihat değişikliğinin temel sebebi ise; uluslararası sözleşme niteliğindeki Ek 7 Numaralı Protokol’ün 2016 yılında Türkiye’de yürürlüğe girmesi ve bunun sonucu olarak ortak velayet yolunun açılmış olmasıdır.
- Ortak velayette, müşterek çocuk, tek taraflı velayette olduğu gibi, fiilen bir ebeveynin yanında kalır. Diğer ebeveyn için ise; kişisel ilişki şartları ve iştirak nafakası belirlenir. Ancak; ortak velayet hükümleri gereği müşterek çocuğun eğitim göreceği kurumlar ve diğer sosyal etkinlikleri için kaydolacağı ilgili yerleri anne-baba ortak kararı ile belirlenir.
- Çocuğun sağlık durumu ile ilgili konularda taraflar ortak karar verirler.
- Çocuk diğer ebeveynin onayı ve imzası olmadan yurt dışına çıkarılamaz.
Tek taraflı velayette, velayet sahibi ebeveyn tek başına hareket etme ve karar verme hakkına sahiptir. Velayet hakkı kötüye kullanılmadıkça diğer ebeveyn bu duruma itiraz edemez.
Ortak velayet, hukukumuzda yeni yeni uygulanmaya başlayan bir durumdur. Hakim, somut olayı bütün yönleriyle değerlendirip çocuk için en yararlı olana hükmedecektir. Velayetin birlikte kullanılması, çocuğu yıpratmayacaksa, velayet hakkı kötüye kullanılmayacaksa, çocuğun korunması açısından daha uygun olabilir.